Sosyal ortamlarda rahat davranan ve girdiği gruba bir anda uyum sağlayan insanlar vardır. Rahatlıkları özgüvenlerinin göstergesidir. Kendileriyle barışık olduklarından, kişiliklerini her yönüyle sergilerler. Davranışları, oturup kalkmaları, mimik ve jestleri, en önemlisi de bakışlarıyla doğal bir biçimde kendilerini yansıttıklarını düşünmemize sebep olurlar. Acaba bu düşünce bir yanılsama mı? Bir insan ne kadar özgüven sahibi olursa olsun, başkasının bakışları üzerindeyken gerçek kendisi olabilir mi?
Başkasının nazarı üzerimizdeyken ne kadar doğal olmaya çalışsak da kendimiz gibi olamayız çünkü ötekinin bakışı, varlığını hissettiğimiz anda bizi ötekinin nazarındaki biz gibi davranmaya, öteki-ben’i yaratmaya iter. Örneğin, bir restoranda tek başınıza yemek yediğinizi düşünün. Bir süre sonra karşı masada yemek yiyen bir başkasının size baktığını hissettiniz. O andan itibaren, yemek yeme biçiminiz, çatalı tutuşunuz belki oturuş biçiminiz bile değişecektir. Bakışı hissettiğiniz anda öteki- ben’e dönüştünüz bile. Bu dönüşüm farkında olarak yaptığınız bir eylem değil, refleks gibi ani bir hareket de değil aslında. Belki insan doğasında varolan bir içgüdü olarak tanımlanabilir.
Ötekinin bakışları üzerimizdeyken onun tahakkümü altına gireriz. Bu tür bir ilişkide, güçlü taraf her zaman bakan olacaktır. Kuşkusuz, bu durumda kendisi olabilen ve öyle davranan sadece bakan durumdaki kişidir. Bakılan ise bakanın nazarında yaratmış olduğu ya da o anda yaratacağı öteki-ben’e dönüşürken edilgen ve güçsüz bir konumdadır. Aynı zamanda, çoklukla rahatsız edici bir durumdur bakılan olmak. Bakılanın kendisi olabilmesinin tek koşulu, öteki-ben’den kendisine dönüşebilmenin tek şartı, bakan kişi olabilmektir. İnsanlar sosyal ortamlarda bakan kişi olabildikleri ölçüde gerçek kendileri olurlar.
Pablo Picasso, Girl berofe a mirror
Karşılıklı bakışma durumunu düşünecek olursak, iki insan da birbirlerine baktıklarından bakan konumundaki kişiyle bakılan konumundaki anlık değişimlere uğrayabilir. Bakan kişi olarak güç sizin elinizdeyken bir anda karşınızdakinin bakışlarının etkisiyle bakılan kişiye dönüşebilirsiniz. Karşılıklı bakışma esnasında, aynı anda iki kişinin birden bakan ya da bakılan olma olasılığı yoktur. Bu durumda, yalnızca bakanla bakılan sürekli yer değiştirir.
Sosyal ortamlarda, rahat ve özgüven sahibi olarak adlandırdığımız insanlar kendilerini diğer insanlara göre ötekinin nazarında daha kolay bir biçimde yeniden yaratabilen insanlardır. Rahatlıkları da öteki-ben’lerinin kendi istedikleri gibi olmasından kaynaklanır. Bu insanlar da kendilerini oldukları gibi sergileyemezler. Sonuçta, gerçek ben’in varlık koşulu, ancak başkasının nazarının olmaması durumunda mümkündür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder