Beklemek sıkıcıdır. Otobüs beklemek, geç kalan bir arkadaşı beklemek, kuyrukta sıra beklemek.. Sebepsiz durmaktır beklemek, daha doğrusu amaçsız durmak. Bekleme odaları soğuktur. Herkese yabancıdır, kendine has bir dokusu yoktur. Tüm bekleme odaları aynı kokar, aynı derecede soğuktur, aynı derecede yabancı. Dünyanın neresinde olursa olsun.
Beklerken gerilir kişi. Dünya akarken sadece o duruyormuş gibi. Yalnızdır, doğum öncesindeki gibi. Yalnızlık yamandır. Hele de kalabalık içindeki yalnızlık. Beklerken terkedilmişlik hissi de duyulur bir yandan. Etrafa terkedilmediğini göstermek için yalnızlığını gizlemek için kişi bazen telefonuna sarılır, amaçsız tuşlara basar. En sıradan insan bile tuhaflaşır beklerken. Böylesi beklemek bağımlılıktır. Zayıflatır kişiyi, utandırır. Dünyanın en sıradan en alışılmış işi için beklerken bile zaman akmaz. Tuhaflaşan kişi bu kez de tuhaflığını örtmek için acayip hareketler yapar. Yalnızlığını, sıkılganlığını, sıkılganlığını görünür kıldığı için sıkılmasını başkalarının nazarından uzaklaştırmak ister kişi. Beklemek hakikaten zordur. Bir de içe kapanık, kendisiyle sorunlu yani arıza insanlar için ölüm gibidir.
Ama bir umudu beklemek çok başkadır, şahanedir. Umudu bekleyen kişi dönüşür, dünya dönüşür. Umut doğduğunda hayat başlar yeni baştan. Umudu beklerken ise hayat büyük bir coşkuyla akar. Bir umudu beklerken kişinin kalp atışları hızlanır, sabırsızlaşır, huysuzlaşır. Doğum sırasında olduğu gibi. Kasılır, çözülür yeniden kasılır. Umut büyür de büyür k
-->âlpte bir yerlerde. Sığamaz olur kalıbına ama taşmaz da. Hakikatten daha önemli hale gelir. Beklerken gerilir kişi. Dünya akarken sadece o duruyormuş gibi. Yalnızdır, doğum öncesindeki gibi. Yalnızlık yamandır. Hele de kalabalık içindeki yalnızlık. Beklerken terkedilmişlik hissi de duyulur bir yandan. Etrafa terkedilmediğini göstermek için yalnızlığını gizlemek için kişi bazen telefonuna sarılır, amaçsız tuşlara basar. En sıradan insan bile tuhaflaşır beklerken. Böylesi beklemek bağımlılıktır. Zayıflatır kişiyi, utandırır. Dünyanın en sıradan en alışılmış işi için beklerken bile zaman akmaz. Tuhaflaşan kişi bu kez de tuhaflığını örtmek için acayip hareketler yapar. Yalnızlığını, sıkılganlığını, sıkılganlığını görünür kıldığı için sıkılmasını başkalarının nazarından uzaklaştırmak ister kişi. Beklemek hakikaten zordur. Bir de içe kapanık, kendisiyle sorunlu yani arıza insanlar için ölüm gibidir.
Ama bir umudu beklemek çok başkadır, şahanedir. Umudu bekleyen kişi dönüşür, dünya dönüşür. Umut doğduğunda hayat başlar yeni baştan. Umudu beklerken ise hayat büyük bir coşkuyla akar. Bir umudu beklerken kişinin kalp atışları hızlanır, sabırsızlaşır, huysuzlaşır. Doğum sırasında olduğu gibi. Kasılır, çözülür yeniden kasılır. Umut büyür de büyür k
Umudu beklerken kişi gibi zaman zaman hatta çoğunlukla umut da değişir. Umudu beklerken yeşerir insan, güzelleşir. Özgür olur. Özgürlük de aslında tehlikeli değildir, belki en güvenli yer. Özgür insan yaratana daha çok yaklaşır. Umut oluşurken başka başka şeyler de yaratılır ta ki umut gelene kadar. Bu yüzden umudu beklemek hayattır bence. Belki de bu yüzden doğum zordur. Bir şeyi yoktan var etmek güçtür. Hayat gibi. Umudu beklerken yaşamak çetin bir sınav, hayat da sınavlar bütünüdür.. Ama sınavın sonucundan çok öncesi önemlidir. Öncesi keyiflidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder