12 Mart 2012 Pazartesi

Rüyanın Öte Yakası - Ursula K. LeGuin



Ursula K. LeGuin'in nedendir bilinmez Türkçe'ye geç çevrilmiş Rüya'nın Öte Yakası romanı Freud'un tüm iyi niyetli çabalarına rağmen bir türlü anlamlandıramadığımız gizemli hayatımız rüyalara ilişkin pek hoş bir roman. Usta-sıradışı anlatımı ve ele aldığı konulara getirdiği özgün yorumlarla dünya çapında çok sayıda sıkı takipçisi bulunan LeGuin bu romanında, canlı ve cansız her varlık  yani "herşey rüya görür" önermesinden yola çıkıyor. Ama kırılma noktası, görülen ve sadece gören kişinin bilinç altını yansıtan bu rüyaların bir gün gerçek olması. Yani birinin ya da belki herkesin gördüğü rüyalarla tüm insanlığın ve tüm kainatın kaderini değiştirip, şekillendirme gücüne sahip olması. Her an dünyanın bir yerinde görülen bir rüyaya göre tüm varlığın yeniden ve yeniden hayat bulması.  

Bu ilginç konuyu ele alan romanda, kahramanlarımız anormal derecede normal olan George Orr adında bir teknik ressam ile kusursuz bir dünya yaratma hevesindeki hırslı bir biliminsanı olan Dr. Haber. İlki vasat bir insan olduğunu ve vasat bir hayat yaşama dileğini sık sık dile getiren ve dünyayı iyi-kötü tüm yanlarıyla kabullenip olduğu gibi yaşamak isteyen ultra sıradan bir genç adam. İkincisi ise rüyaların sırrını keşfetmek için bir cihaz üzerinde çalışan; kendi zihnindeki ideal dünyanın en güzel seçenek olduğunu düşünen ve kusursuz dünya yaratma hevesine kapılan bir psikiyatrist. Birbirine tamamen zıt bu iki karakterin yolu George'un yasadışı olarak ilaç kullanma suçuyla zorunlu tedavi görme cezası almasıyla keşişiyor. 

George'u yasadışı yollarla ilaç almasına sebep olan ise gördüğü rüyalar. George, kendi tanımıyla çok tehlikeli rüyalar görüyor. "Etkili rüyalar" diye adlandırılan bu rüyaların özelliği bir anda tüm kainatın gerçekliğini George'un bilinçaltının isteği şekilde yeniden kurması. Ve bunu her etkili rüyada yeniden ve yeniden yapması. Her rüya ile dünya yani tanımlanabilen tüm gerçeklik yeniden kuruluyor, bir önceki hiç ama hiç yaşanmamış oluyor. Önceki tüm varoluşları ise bir tek kahramanımız büyük bir vicdan azabı ile hatırlıyor. Ve sonrasında da George'u tedavi etmekle görevlendirilen Dr. Haber. George, bu yeteneğinden kurtulmak istiyor çünkü sıradan varoluşuyla tüm kainatın gerçekliğini değiştirmeye hakkı olmadığını düşünüyor. George'a göre, kader, yazıldığı gibi yaşanmalı, dünya olduğu gibi durmalı. Ancak Dr. Haber, kahramanımızla aynı fikirde değil. Doktor, George'un bu yeteneğiyle dünyadaki tüm kötülükleri yok edip kendi kusursuz dünya düzenini kurma hırsıyla yanıp tutuşuyor. Roman, "yeni ve kusursuz bir dünya düzeni" yaratma hevesiyle Tanrıcılık oynamak isteyen Dr Haber ile varlığın kaderini değiştirme hakkı olmadığını düşünen sıradan insanın çatışmasını ele alıyor. 



Ursula K. LeGuin bu romanında bir taraftan gerçeklik-rüya karşılaşmasını ve bilinçaltı dünyasının gizemini ele alırken bir taraftan da belki biraz üstü kapalı olarak dünya üzerindeki belki en ciddi sorunların başında gelen iletişimsizliği sorguluyor. Verdiği mesajlar da derin felsefi boyutları olmasının yanı sıra oldukça tutarlı. Örneğin, doğru ve yüce olanı isterken kullanılan araçların ne denli önemli olduğunu vurguluyor. Bu noktada da doğru iletişimi kastettiğini söyleyebiliriz aslında. LeGuin'e göre, doğru olan yanlış araçlarla istenirse çok daha büyük felaketlere yol açabilir. Yani en masumundan "dünyada savaşlar olmasın" dileği doğru iletişim kanalıyla ve doğru araçlarla istenmezse dünyadaki savaşların sadece mekan değiştirip uzaya taşınmasına neden olabiliriz. 

Bu arada, LeGuin'in romanda okuyucuyu hiç rahatsız etmeden çok naif ve ince bir tarzla yaptığı göndermeler de çok şık.  George Orr'un hem isim hem de bir kaç söylemiyle George Orwell'a selam durması, Dr. Haber'in Habermas'ın yandan yemişini oynaması... Son dönemde gönderme yapma konusunda birbiriyle yarışan Türk yazarların LeGuin'i bu konuda örnek alması gerektiğini düşünüyorum.

Son olarak, Rüyanın Öte Yakası romanını tabii ki ve şiddetle tavsiye ediyorum.