Kardeşimin Hikayesi, benim okuduğum üçüncü Zülfü Livaneli romanı. İlk olarak kitabı yayımlanmasından kısa bir süre sonra almak istememin amacı, konunun ilginç gelmesinin yanı sıra, yorgun hissettiğim, kafamın pek çok farklı şeyle meşgul olduğu bir dönemde beynimi boşaltacak, sürükleyici bir roman okumaktı. Kardeşimin Hikayesi, psikolojik çözümlemelerin yoğunlukta olduğu, gizemli ve merak duygusunu harekete geçiren, içinde hem aşk hem de cinayet olan iyi bir dille yazılmış, akıcı bir roman. Ama benim okuduklarım arasında bile en iyi Livaneli romanı değil. Her ne kadar kimi izler taşısa da bir Serenad hiç değil.
Romanın konusu ise büyük şehrin kalabalıklığından ve her türlü insan ilişkilerinden sıkılan Ahmet isimli bir erken emekli mühendisin, Karadeniz kıyısında yerleştiği Podima Köyü'nde meydana gelen cinayetle birlikte ortaya çıkan kimlik bunalımı ile kendi içinde sıkışıp kalan bir adamın hikayesi.
Romanda cinayete kurban giden kişi kendisinden yaşça çok büyük ve zengin bir adamla evlenip Podima'ya yerleşen magazin basınında sık sık fotoğrafları çıkan hayat dolu bir kadın. Ahmet'in köydeki belki tek arkadaşı olan bu kadının Ahmet'in de katıldığı bir davetin ardından öldürülmesi yörede bomba etkisi yaratır. Cinayetin magazinel yönü sebebiyle olayı soruşturmak üzere genç bir gazeteci kız İstanbul'dan köye gelir ve Ahmet ile bu genç arasında garip bir ilişki başlar. İnsanlardan kaçan, tüm duygularından arınmış, sorunlu bir ihtiyarla genç, inatçı ve hayat dolu bir gazeteci arasında gerilimli bir garip süreç yaşanır. Ahmet, duyguları olmadığı için tanımlayamadığı bir istekle kızı sürekli yakınında görmek ister. Aslında cinayetle ilgili çok da fazla bilgisi yoktur ama kızı yakınında tutmak için ona kendi uydurduğu hikayeleri ve cinayet senaryolarını gerçekmiş gibi anlatır. Bu hikayeler tıkanınca ise kardeşinin yaşadığı karasevdayı anlatmaya başlar. Livaneli'nin yorumuyla post-modern bir Şehrazat olan başkahraman Binbir Gece Masallarında olduğu gibi ilginç hikayelerle kızı evinde tutmayı başarır.
Yani kısaca, kitapta karasevda var, geçmişi karanlık, pskilojik sorunları olan yaşlı ve tuhaf bir adam ve kardeşinin yaşadığı gerilimli bir karasevda hikayesi var, bu yaşlı adamla genç gazeteci arasındaki yakınlaşma ve cinayet ve de katil var.. Ama bence bu kitabın asıl konusu, geçmişinde sıkışan bir adamın kendini kaybetme ve bulmaktan kaçınma öyküsü.
Kardeşimin Hikayesi, ilk sayfasından itibaren sizi içine çeken, gerilimli bir film ya da dizi seyrediyormuşçasına elinizden bırakmak istemeyeceğiniz, sizi yormadan kafanızı dağıtmanızı sağlayacak, sürükleyici bir roman. Biraz aceleye gelmiş izlenimi veren olayların düğümlendiği kısımda ise biri öngörülebilir diğeri nispeten daha şaşırtıcı iki sürpriz var.
Doğan Kitap'ın bu eseri pazarlama biçimi bence çok doğru. Zira kitap yaz tatilinde, plajda, piknikte, kumda çok iyi gider. Okuyucuyu yormayan, merak unsurunun yarattığı sürükleyicilikten beslenen, akıcı bu romanı tavsiye ederim.
http://matmazeella.blogspot.com/
YanıtlaSilSizi de bana beklerim..
Bugün ben de btirdim bu kitabı ve yorumum blogumda